8 Mayıs 2021 Cumartesi

KUDÜS- Sevgilinin Şehri

İsrail 8 Mayıs 2021'de Kadir Gecesinin arifesi, Cuma gecesinde Mescid-i Aksa'da ibadet eden Müslümanlara bir kez daha saldırdı. Dini, dili , ırkı ne olursa olsun bu yapılan bir zulümdür..


Peki Mescid-i Aksa ve Kudüs Müslümanlar için neden önemlidir? Paylaşılamayan kutsal bölge, diğer dinler için ne ifade ediyor, gelin biraz bakalım;

Peygamber Efendimiz (s.a.s) ; "Üç mescitten başka bir yere (ibadet etmek için) özel olarak yolculuk yapılmaz; Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa ve benim mescidim (Mescid-i Nebevi)" (Buhari) buyurmuşlardır. İslam alimleri bu hadisten bu üç mescitte yapılan ibadetin daha değerli olduğu anlamını çıkartıyorlar. 

Mescid-i Aksa denilince bir çoğumuzun aklına altın kubbeli yapı gelmektedir, ancak burası Mescid-i Aksa değil Kubbetü's Sahra'dır. Mescid-i Aksa düşünüldüğü gibi bir yapının değil Allah (c.c.) kutsal kıldığı bir arazinin, alanın adıdır. Bu alana Haram-ı Şerif'te denilmektedir. Ancak bu alanın içinde ilk Müslümanların ilk kıblesi olduğu düşünülen mescitte bulunmakta ve bu yapıda bazen Mescid-i Aksa ( El Aksa Camii) olarak anıldığı için bu kutsal alan ve mescit birbirine karıştırılabilmektedir. Kubbetü's Sahra bu alan içerisinde yer alan başka bir kutsal mekandır. Yerleşimlerini aşağıdaki resimde görebilirsiniz. Bu alanın içerisinde ayrıca Hacer-i Muallak Taşı, Ruhlar kuyusu ve Peygamber efendimizin Miraç'a çıktığı yer gibi iki yüze yakın kutsal eser bulunur.

Mescid-i Aksa ( Haram-ı Şerif )


Kıble Mescidi  ( Mescid-i Aksa )

Caminin inşasını ilk kez hicretin 15. yılında Kudüs’ün fethi sırasında Ömer bin Hattab emretmiştir. Ardından Emeviler döneminde inşası tamamlanmıştır (710). Selahattin Eyyubi önderliğindeki Müslümanların 1187 yılında Kudüs'ü fethetmeleriyle Selçukluların Halep Atabeyi Nureddin Zengi'nin yaptırmış olduğu minber, fetih alameti olarak Selahattin Eyyubi tarafından yerine konulmuştur. Eşsiz sanat ve tarihi değeri olan bu minber, 1969 yılında fanatik bir Yahudi tarafından yakılmıştır. Ardında ise bu tarihi eser aslına uygun olarak yeniden yapılmıştır. Yahudilerin zulümleri bugün başlamamıştır yani.

Memlüklüler ve Osmanlı Döneminde mescit onarılmış; fakat şekil olarak herhangi bir değişim yapılmamıştır. Öte yandan Kanuni Sultan Süleyman ve II. Mahmut tarafından da onarılan mescidin kandil ve halıları, II. Abdulhamid tarafından yenilenmiştir.


Mescid-i Aksa alanının içine bulunan Kıble Mescidi

Peygamber efendimiz (s.a.s) Medine'ye hicret ettikten sonra 16 veya 17 ay Mescid-i Aksa'ya yönelerek namaz kılmıştı. Mekke'deyken atası Hz. İbrahim'in inşa ettiği Kabe'ye yönelerek namaz kıldığını söyleyebiliriz. Bunun Mekke'nin müşriklerine karşı Hz. İbrahim'in tevhit çizgisini vurgulamak hassasiyeti ile ilişkili olduğu söylenebilir. Ancak Hicret gerçekleşince, Medine civarındaki hisarlarda yaşayan kalabalık Yahudi kabileleri İslam'a ısındırmak amacıyla kıblenin Mekke'den Mescid-i Aksa'ya dönüştürüldüğünü söyleyebiliriz. Zira Yahudiler Mescid-i Aksa'ya yönelerek ibadet ediyorlardı. Bu durum üzerine Yahudiler şımarmış, bizim kıblemiz olmasa yönelecekleri yer yok tarzında peygamber efendimizi ve inananları üzen bir davranışa bürünmüşlerdir.

Peygamber efendimiz (s.a.s)  bir gün cemaate öğle veya ikindi namazını kıldırırken Bakara suresinin,“(Ey Muhammed!) Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) elbette seni, hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. (Bundan böyle) yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzünüzü hep onun yönüne çevirin. Şüphesiz kendilerine kitap verilenler bunun Rabblerinden (gelen) bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir” mealindeki 144. ayeti indi. Bu ayetle Kâbe Müslümanların nihaî kıblesi olarak tayin edilmiş oldu. Ayet inmeden önce cemaat dört rekâtlık namazın iki rekâtını kılmış durumdaydı. Diğer iki rekâtı da namaz içinde Kâbe istikametine yönelerek kıldılar. Bu olayın vuku bulduğu mescide bu sebeple “Mescid-i Kıbleteyn” (İki Kıble Mescidi) denilmiştir. 



            Müslümanların Kıblesinin Mescid-i Aksa'dan Mekke'ye çevrildiği ayetlerin indiği              
Medine'deki Mescid-i Kıbleteyn


Kubbetü-s Sahra

Kubbetü-s Sahra ile ilgili Wikipedia sayfası oldukça açıklayıcı, başlığa tıklayarak okuyabilirsiniz. Ben de burada kısa bir özet geçmek istiyorum. Bu alana ilk önce Yahudilerin birinci tapınak dedikleri Hz. Süleyman tarafından yaptırılan Süleyman Tapınağı yapılıyor (MÖ 960). Hz. Davud MÖ 1000 yıllarında Kudüs'ü fethediyor ve burayı Yahudi toplumunun başkenti yapıyor, Hz. Süleyman da birinci tapınağı inşa ediyor. Yahudilerin tapınağı olmasının yanında, Ahit Sandığının ( Kutsallar kutsalı Hz. Musa'nın 10 emrinin yazılı olduğu iki taş tablet) saklandığı yer olması sebebiyle de büyük önem taşıyor. 


Ahit Sandığının Saklandığı Sülayman Tapınağı ( Birinci Tapınak)

Babil krallığına bağlı olan Yahuda devletinin isyan etmesi üzerine Kudüs’ün MÖ 597 yılında Babil Kralı tarafından ele geçirilmesiyle tapınaktaki değerli hazineler alınarak Babil’e götürülüyor. İlk işgalde çok fazla zarar görmeyen tapınak, Kudüs halkının yeniden isyan etmesi üzerine MÖ 586 yılında Kudüs'ü yeniden ele geçiren Babil kralı tarafından yıktırılıyor. Bu olaydan sonra tapınaktaki Ahit Sandığı kaybolmuş ve bir daha bulunamamış.


Babil'den sürgünden dönen Yahudiler, aynı alana ikinci tapınağı inşa ediyorlar, Roma Kralı'da daha da büyütüyor, ancak M.S 70 yılında çıkan isyanlar sonucunda Romalı İdareci Titus tarafından tamamen yıkılıyor. Bu yapıdan günümüze sadece "Ağlama Duvarı" diye adlandırılan kısım kalmıştır.


İkinci Tapınak'tan günümüze kalan "Ağlama Duvarı"

Daha sonra M.S 130 yıllarında Romalılar temellerine kadar yıktıkları ikinci tapınağın yerine kendi Jüpiter tapınaklarını inşa ediyorlar. Yahudiler Roma'ya karşı ayaklansalar da, isyan başarısız oluyor ve Kudüs'ten sürülüyorlar, ancak Jüpiter Tapınağını da yıkmayı başarıyorlar.

Kudüs'ün Müslümanlar tarafından fethine kadar Harem-i Şerif tepesi yıkıntılarla dolu bir mevki olarak kalıyor. Hatta Hristiyanlar zamanında taş ocağı ve çöplük olarak kullanıyor. Daha sonra Roma İmparatorluğunun Hristiyanlığa geçmesiyle tapınak tepesi Hristiyanların Haç merkezi olmuş. 614 yılında Sasani Devleti Kudüs'ü Romalıların elinden alıyor, 636 yılında ise Hz.Ömer döneminde Müslümanlar Kudüs'ü ele geçiriyorlar. Hz.Ömer Yahudilikten Müslümanlığı dönüş yapan birisinden kendisini Süleyman tapınağının kalıntılarına götürmesini istiyor. Önce burasını yıkıntılardan temizliyor eski tapınağın olduğu  yere Muallak taşının üstüne peygamber efendimizin (s.a.s) Medine'deki mescidine benzer bir sahra mescidi inşa ettiriyor. Günümüze kadar gelen Kubbetü-s Sahra binası 687-691 yılları arasında Emeviler tarafından inşa ediliyor. Ayrıca Mescid-i Aksa'nın inşası da Ömer Camisi adı altında bu dönemde yapılmıştır.

1099 yılında Kudüs Hristiyanlar tarafından Müslümanların elinden alındıktan sonra kubbesine haç yerleştirilerek kiliseye çevrilmiş, bir kısmı tapınak şövalyelerine verilmiş, Aksa Camii ise Haçlılar Kudüs Krallığına için saray olarak kullanılmış.

1187'de Selahaddin Eyyûbî'nin Kudüs'ü fethinden sonra Haçlılar döneminde yapılan değişikliklerin büyük bir kısmı kaldırılmış. Ve tarih boyunca Müslüman hükümdarlar tarafından bu kutsal bölgeye büyük önem verilmiş. Bölge, Yavuz Sultan Selim devrinde Osmanlı topraklarına katılmış ve Kanuni Sultan Süleyman, Kubbet-üs Sahra'yı köklü biçimde tamir ettirmiştir. Binanın dış cephesini çinilerle kaplattı. Osmanlı döneminde çeşitli restorasyonlardan geçmiştir. 1927 yılında depremde ciddi hasar görmüş ve Ürdün, diğer Arap ülkeleri ve Türkiye'nin katkıları ile esaslı bir şekilde tamir edilmiş.


Muallak Taşı


Muallak Taşı, Kutsal kaya veya başlangıç kayası, Tapınak Tepesinin merkezinde, üzerine Kubbetü-s Sahra inşa edilen kayalık alan. Kayanın altında "ruhlar mağarası" olarak bilinen bir mağara bulunur.


Kubbetü-s Sahra'nın üzerine inşa edildiği Muallak Taşının Üstten Görünümü 


Bu kayanın adı Muallak Taş ya da Hacer-i Muallak olarak anılıyor ve “asılı duran taş” demekmiş. Peygamber efendimizin Miraca çıkarken üzerine bastığına inanılıyor.

Yahudilere göre Dünya'nın yaradılışı bu kayadan başlar ve kutsallar kutsalı cennet ile yerin birleşme yeridir, bu sebeple Yahudilerin ibadet ederken döndükleri yerdir. ayrıca Mesih'in dünyaya inince bu kayadan insanlara hitap edeceği inanışı vardır.

İsrail Kazıları 


İsrail Mescid-i Aksa'nın altında kazılar yapıyor. İlk defa 1981'de Harem-i Şerif'in içindeki Kubbet'us Sahra'ya birkaç metre uzaklıktaki Kayıtbay Sebili'ne kadar uzanan bir tüneli fark eden Filistinliler, böylece İsrail'in Mescid-i Aksa'nın altında yürüttüğü kazı çalışmalarından haberdar oldu. Kimilerine göre İsrail bu kazılarla Birinci ve İkinci Tapınağa ait kalıntıları arıyor, kimilerine göre de Mesih öncesi üçüncü tapınağı inşa etmek için Mescid-i Aksa''nın altını kazarak Müslüman eserleri yıkmayı amaçlıyor...










1 yorum:

  1. Playing these roulette video games in the proper place and on the proper time, and the place is already sorted for you with Betiton™. With live roulette, there is no a|there is not any} affect made by software program or programming, so a player shall be taking a look at} what methods can affect probability and how probability can affect methods. Ultimately, the only strategy that may profit gamers when 텐벳 playing in} live or digital roulette is self-management. Knowing when to bet good, picking the beneficial variants, and understanding that chasing losses isn't an excellent thing. In the UK roulette is an extremely well-liked casino sport and one that each individual ought to strive minimal of|no less than} once as}.

    YanıtlaSil